Dr.Ahmet Bülent TURHAN
Aksaray Üniversitesi Tıp Fakültesi / Öğretim Üyesi
Emniyet Haber Gazetesi / Trafik Haberleri Müdürü ve Sağlık Köşe Yazarı
COVİD-19 ‘UN YURDUMUZDAKİ SEYİR DEFTERİ
Koronavirüsler, elektron mikroskobuyla bakıldığından yuvarlak ve üzerinde çıkıntıları olan bir taça benzetildiği için, Latince’de taç anlamına gelen korona kelimesiyle adlandırılmışlardır.
Covid-19 un dünyaya yayıldığı günden günümüze kadar 4000’in üzerinde mutasyona uğradığından söz edilmekte bu müthiş bir rakam. Son İngiltere ve Güney Afrika Mutantları’nın etkileri oldukça fazla ve İngiltere Mutantı özellikle gençlerde ve çocuklarda ölümleri arttırmaktadır. Yurdumuzda görülen son vakaların %70 den fazlasının İngiltere Mutantı olduğu söyleniyor. Entübe olan hastaların içinde gençlerin sayısı gün geçtikçe artış göstermekte. Bundan dolayı da tedbirlerin arttırılması kaçınılmaz olmaktadır. Fakat hafta sonları sokağa çıkma yasakları olmasına rağmen yasaklara uymayanlar o kadar çoğaldı ki bir anlam vermek mümkün değil. Sürekli düğün ve asker uğurlama konvoyları yapılıyor, yollarda araçlar dolaşıyor,insanlar parklarda sokaklarda gayet güzel geziyorlar. Peki yasaklara uyup evinden dışarı çıkmayanlar bu durumları görüp içlerinden madem kimseye bir yaptırım uygulanmıyor biz ne diye evde kalıyoruz demekle haklılar bence. Araç içinde yolculuk yapanlara maske taktırmak kadar zor bir şey yok ve üstelik uyardınız mı sizden kötüsü yok bir de üstelik bir sürü laf işitiyorsunuz. Sokaklarda maske takmayan o kadar çok insan var ki şaşmamak mümkün değil. Ben yasak saatlerine tam olarak uyulduğuna inanmıyorum. Bu sebepten dolayı salgın hızla çoğalmakta. Kalabalık misafirlikleri bırakalım diyoruz gelin görün ki akşam saatlerinde çoğu evlerin kapılarında çıkın oturduğunuz sitelerde bakın onlarca çift ayakkabı görebilirsiniz. Nisan ayının 13 ünde Ramazan başlıyor tüm İslam Aleminin Ramazan Ayını şimdiden kutlarım. Umarım bu Ramazan ayında geçen Ramazan Ayında yapılan apartman içindeki toplu iftar katılımları olmaz diye ümit ediyorum. Geçenlerde bir haberde okudum bir apartmanda komşular bir araya gelip turşu kurmuşlar sekiz ev hanesinin virüse yakalandıkları yazıyordu. Artık sözün bittiği yerdeyiz maalesef. Bu hastalığı geçirenlerden birisi olarak iyileşme sürecinin ne denli zor olduğunu yaşayan bilir. Bazılarına hikaye gibi geliyor bazı insanların başından geçse anlayacaklar durumun ciddiyetini fakat her ne hikmetse hastalığı atlatan çevremdeki çoğu kişilere bakıyorum sanki o sıkıntılı süreci hiç geçirmemişler gibi yine kurallara uymamakta ısrarcı davranıyorlar çok hayret verici bir şey. Bu salgında ailesinden kayıpları olan çok aile var bunlardan biriside benim maalesef. Kurallara uyulmadığı sürece salgından kurtulmamız çok zor gibi gözüküyor.
Ben yine de bu salgının ne denli tehlikeli olduğunun bir daha hatırlanması noktasında bilgi vermenin faydalı olacağına inanarak bazı önemli noktaları siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum.
Covid-19, farklı kişileri farklı şekillerde etkilemektedir. Virüs bulaşmış kişilerde çoğu, hafif ya da orta düzeyde semptomlar (belirtiler) geliştirmekte ve hastaneye kaldırılmadan iyileşebilmektedirler.
Covid-19 eğer kapınızı çaldıysa şunları görme ihtimallerinizin yüksek olabileceğini unutmayınız:
En yaygın semptomlar :
Ateş (Herkeste farklı seyrediyor bazen birkaç saat bazen de birkaç gün sürebiliyor)
kuru öksürük ( Genelde sık görülen bir durum)
yorgunluk ( Genelde herkeste görülüyor)
omuzlarda ve belde tarifi imkansız şiddetli ağrılar ve sızılar. (genelde en çok görülen tablo )
baş ağrısı (Bazen çok şiddetli ) ( hemen hemen herkesin çok mağdur olduğu bir durum)
tat alma veya koku duyusunun kaybı ( Bazı kişilerde her ikisinde de kayıp olabiliyor bazılarında sadece birinin kaybı yaşanıyor, bazı vakalarda hiçbir kayıp yaşanmadığı görülmekte bu da garip bir durum)
Daha seyrek görülen semptomlar:
boğaz ağrısı ( Kişiden kişiye değişim göstermekte)
ishal (Genel olarak sık görülen bir durum)
konjunktivit (gözde kızarıklık) ( Bazı kişilerde sık rastlanan bir durum. Son yapılan araştırmalar virüsün sıklıkla gözden bulaştığı yönünde ve korneadan geçtiği söyleniyor. Bu nedenle dışarda gözlerimize ellerimizle asla dokunmamalıyız. Kanımca bende virüsü gözümden kaptığıma inanıyorum.)
ciltte döküntü ya da el veya ayak parmaklarında renk değişimi (Herkeste görülmeyen bir durum)
Ciddi semptomlar:
solunum güçlüğü veya nefes darlığı ( Ağır atlatanlarda çok sık görülen bir tablo)
göğüs ağrısı veya göğüste baskı ( Ağır atlatanlarda çok sık görülen bir tablo)
konuşma veya hareket kaybı ( Ağır atlatanlarda çok sık görülen bir tablo)
Ciddi semptomlar gösteriyorsanız derhal tıbbi yardım alın. Aile Hekiminizi ziyaret etmeden önce mutlaka telefonla arayın. PCR testi için mutlaka bir sağlık kuruluşundan yardım talep edin.
Hafif semptomlar gösteren ve başka bir sağlık sorunu olmayan kişiler, tedavi sürecini evde geçirmelerinde bir sakınca olmaz kanaatindeyim. Fakat ev içinde kendinizi izole edin yalnız bir odada süreci atlatmaya çalışın. Mümkünse kullan at tarzı tabak, çatal, kaşık, bardak kullanın.
Virüsle bilmeden tanışmış ve vücudunuza misafir olarak kabul etmişseniz ortalama 5-6 gün içinde size ben geldim diye mesajlar vermeye başlayacaktır. Size artık ben senin vücudunda bulunmaktayım dedikten sonra mücadele süreciniz eğer başka kronik bir hastalığınız yoksa 10 ila 14 günü bulabilir.
Virüsü kavrayabilmeniz adına bilgisayar virüslerini Covid-19 virüsüne bir şekilde benzetebiliriz.
Bilgisayar virüsleri de çok küçük bir programlardır ve tek başına bir bilgisayarı işletip, çalıştıramazlar. Mutlaka kendini çoğaltabilmek için bilgisayar programı içerisine girip oradaki işletim sistemini kullanarak, kendisinin kopyalarını başka bilgisayarlara göndermeyi hedefler.
Bilgisayar programı nasıl kendini çoğaltıp yayılıyorsa, bu programlara virüs benzetmesi doğadakine benzer bir örnektir.
Virüsler, çok özgül hücreleri seçerler; örneğin yeni koronavirüs, solunum yolu mukozalarını sevdiği için damlacık yoluyla insandan insana bulaşma özelliğindedir. Virüsün, solunum yolu mukozalarına girdiği zaman çoğalıp dokulara zarar vermesi belirli bir süre aldığı için bu süreye kuluçka dönemi denilmektedir. Virüs bu yüzden akciğerlerimize direk saldırıp orada kristal şeklinde yapılar oluşturur bu yapılar çekilen Tomoğrafi çekimleri ile tespit edilirler.
Yeni koronavirüs enfeksiyonu belirtileri arasında ateş, öksürük, nefes darlığı ve solunum güçlüğü çok sık görülmektedir. Daha ağır vakalarda enfeksiyon zatürreye, akut solunum yetmezliğine, böbrek yetmezliğine ,kalp krizlerine ve hatta ölüme neden olabilir. Son araştırmalarda ciddi kalp problemlerine de yol açtığından bahsedilmektedir.
Koronavirüs enfeksiyonlarının yayılmasını önlemek için standart öneriler arasında düzenli olarak alkollü el dezenfektanları veya su-sabunla el yıkanması ve temizliği, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun mendil veya dirsek içi ile kapatılması, bu semptomları gösteren kişilerle yakınlaşmaktan kaçınılması yer alır. Kullanılan mendilin derhal çöpe atılması gereklidir. Gelin görün ki sokaklar maske atıklarıyla dolup taşıyor yazıklar olsun bunu yapanlara hiç mi vicdan kalmadı bunu yapanlarda onları da toplayanların insan olduğunu hatırlayınız lütfen.
Koronavirüsü belirtileri gösteren kişilerin ilgili sağlık kurumlarına gitmeden önce, çevresindeki kişilere bulaştırmamak için maske takarak önlem alması gerekmektedir.
Vücudumuza yabancı bir organizma, bir madde girdiği zaman bağışıklık sistemi hücrelerimiz bunu hemen algılarlar. Bunu algıladıkları zaman ona karşı hem hücresel düzeyde hem de antikor adı verilen proteinler düzeyinde vücudumuzu bu organizmalara karşı korumaya çalışırlar. Eğer virüsün size bulaşıp bulaşmadığını öğrenmek isterseniz antikor seviyenize baktırmak suretiyle anlayabilirsiniz.
Vücudumuza yabancı bir madde girdiği zaman, bu yabancı maddelerin üzerindeki yabancı protein vücutta bulunan diğer proteinlerden farklı olduğu çeşitli savunma hücrelerinin yüzeyinde bulunan almaçlar tarafından algılanır.
Algılanan bu yabancı proteinle tam anahtar kilit usülü bağlanacak ve onu etkisiz hale getirecek antikor proteinleri vücut tarafından üretilir.
Antikorlar yabancı proteinlere bağlanarak onları işlevsizleştirir. Örneğin, virüslerin hücrelerimize girmekte kullandıkları proteinler vücudun antikorları tarafından işlevsizleştirildiğinde virüs hücrelere tutunamaz ve içeri giremez. Aşı üretiminde de bu mantık kullanılır.
Aşı içerisinde bulunan madde virüsün kendisi değil, hücre içine girmekte kullandığı proteinleridir. Bu sayede vücudumuz önceden bu proteini bloke edecek, bağlayacak antikorları vücudumuzda oluşturur.
Bu sayede vücut, etkenin kendisi olan virüsle karşılaşsa dahi, virüsün hücre içine girmekte kullandığı proteinleri antikorlar sayesinde hızlıca işlevsizleştirerek hasta olmamızı engeller.
Koronavirüsler genel olarak vücut dışı ortamda uzun süre varlığını sürdürme imkanı olmayan virüslerdir.
Alerji, oluşum mekanizmasıyla virüs enfeksiyonlarından oldukça farklı bir hastalıktır. Ama belirti olarak bazı virüs enfeksiyonlarıyla karışabilir. Önümüz bahar ayları dikkat etmekte fayda var.
Bunlardan en çok karışabilecek olanı saman nezlesi olarak bilinen, bahar aylarında, özellikle çeşitli ağaçların polenlerine karşı oluşan bir tür alerji.
Bunlar göz mukozasıyla veya burun mukozasıyla temas ettiğinde aynı nezle olmuş bir kişi gibi kişinin gözleri yaşarabilir, kızarabilir, burnu akabilir ve hapşırık nöbetleri şeklinde belirtiler görülebilir.
Virüs enfeksiyonlarında saptanan bazı belirtiler bu alerjide bulunmaz. Ateş, aşırı halsizlik, yorgunluk, kas ağrıları, boğaz ağrısı gibi belirtileri alerjide saptanmamaktadır.
Virüs enfeksiyonu grip de olsa, koronavirüs de olsa başta göreceğimiz ve enfeksiyonu bize anlatacak önemli ayırt edici belirtiler ateş, boğaz ağrısı, kas ağrıları gibi belirtilerdir.
Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın gebelerde düşük gibi problemlere neden olup olmadığı konusunda ve henüz annenin enfekte olması durumunda bunun bebeğe geçip geçmeyeceği ile ilgili olarak da yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır.
Hamile kadınların olabildiğince temastan kaçınması ve bu nedenle kalabalık ortamlarda bulunmaması gereklidir.
Bunun dışında sağlıklı beslenmeli, bol sıvı tüketilmeli, C, D , Çinko vb gibi vitaminler ihmal edilmemeli ve ev içinde egzersizler ihmal edilmemelidir.
Karantina, latince de kırk anlamında gelmektedir. Eskiden gemilerin limana yanaşmasıyla birlikte, gemi tayfasından herhangi bir hastalık kapmamak için 40 gün boyunca bekletilmeleri sonucunda karantina kavramı ortaya çıkmıştır. Yine üzülerek belirtmek durumundayım karantinada olması gerekenler dışarlarda geziyorlar. Hatta şehirler arası otobüslerde yolculuk dahi yapıyorlar.Yol kontrollerinde eğer denk gelirse bu kişiler kolluk kuvvetlerince yakalanıyorlar. İnsanlar son derece duyarsızlar.
Günümüzde ise benzer şekilde karantina ismi yine farklı hastalıklara karşı da kullanılmaktadır. Bu sebeple yeni koronavirüs hastalığı şüphesi olan kişilerin 10 gün boyunca izolasyona veya karantina altına alına alınarak diğer kişilerden ayrı tutulması gerekmektedir. Koronavirüs şüphesi olan kişiler eğer ölümcül bir risk taşımıyorsa, evlerinde izolasyona alınabilirler.
Eğer şüphelenilen kişiler evlerindeki diğer kişilerle temaslarını kesebileceklerse, izolasyonun hastanede yapılması gerekmeyebilir. Kişi evinde de izolasyon veya kendi kendine karantina uygulaması yapabilir.
Önemli olan bulaşma zincirini mümkün olduğu kadar kırarak, toplumun büyük bir kesiminin enfekte olmasını engellemektir.
Kişilerin tavsiye edilen tedbirleri alarak kendilerini olabildiğince hastalıktan koruması hastanelerin ve sağlık sisteminin hasta yükünü arttırmamak adına oldukça önemlidir; bu sayede sağlık kuruluşları ve sağlık profesyonelleri tıbbi bakıma daha çok ihtiyaç duyabilecek, risk grubunda bulunan hastalara daha iyi bakım verme fırsatı bulacak ve hastalığın neden olabileceği kayıpları olabildiğince indirgeyebilecektir.
Şu anda alınmaya çalışılan bütün önlemler bulaşma zincirini mümkün olduğunca kırarak toplum içerisinde bulaşma oranını yavaşlatmaya yöneliktir.
Yapılan araştırmalara göre, tedavi sürecinin sonucunda testleri negatif olan birçok hasta, hala bazı belirtilerin ortadan kaybolmadığını ve sorunların devam ettiğini bildirmiştir. Bazen test sonuçları negatif çıkan fakat Covid belirtileri gösteren kişilere de rastlanmaktadır.
Pandemi sürecinde şimdiye kadar hayat kurtarılmaya odaklanılsa da, şimdi koronavirüsün uzun vadeli etkilerini ortadan kaldırmak da önemli bir sorun ve endişe haline gelmiştir. Çünkü insanların yaşam kalitesinin tamamen yok olması söz konusu.
Uzmanlar uzun süre devam eden viral enfeksiyonların, hastalık geçtikten sonra da devam eden diğer sağlık problemleri için katalizör olabileceğini fark etmiştir. Kronik yorgunluk sendromu tipik olarak, hastanın tam bir iyileşme sağlayamadığı bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takip ediyor. Ana belirti derin kas yorgunluğudur ancak zayıf hafıza, konsantrasyon eksikliği ve uyku bozukluğu da ortak özellikleridir.
Son olarak şunu söylemek istiyorum şimdiye kadar görülmemiş çok akıllı, zeki ve ne yapmasını iyi bilen bir virüsle karşı karşıyayız lütfen uyarıları dikkate alalım hem kendimize hem de çevremize karşı duyarlı ve saygılı davranalım aksi taktirde bunun şakası yok.
En kısa sürede bu salgından kurtulup sağlıklı güzel günlere hep birlikte ulaşırız inşallah.
Sağlıcakla kalın…
ARAÇTA SÜRÜCÜ VE YOLCU GÜVENLİĞİ
GÜVENLİK SİSTEMLERİ
Aktif Güvenlik; Herhangi bir kaza ihtimali öncesinde kazanın oluşumunu önleme görevi yapan güvenlik sistemleridir. Pasif Güvenlik; Kazadan sonra yaralanma ve ölümleri en az düzeye indirme görevi yapan güvenlik sistemleridir.
Aktif Güvenlik alanındaki gelişmeleri incelediğimizde bu süreci üç gruba ayırmamız mümkündür.
1. Fren güvenliği, 2. Patinaj önleme, 3. Savrulma/devrilme kontrolü. İlk olarak ABS ile başlayan süreç, daha sonra ABS alt yapısına ASR, BAS ve ESP entegrasyonuyla sürdürülmüş, son birkaç yıl içerisinde de diğer sistemlerin eklenmesiyle devam etmiş ve halen devam etmektedir.
ABS: ''AntiblockBrakeSystem''in kısaltması olan ABS, sürücülere, tekerlekler kilitlenmeden fren yapma olanağı sağlar. Ani frenler veya ıslak zeminlerde devreye giren ABS, kullanılan aracın manevra ve kontrol yeteneğini artırarak, sürücüye yardımcı olur. ASR: ''Anti SchlupfRegelung''un kısaltması olan ASR, araçların patinaja düşmelerini önler. Türkçe‘ye antipatinaj sistemi olarak çevrilebilecek ''ASR'', patinaja geçildiğinde çekiş olan tekerleklere giden gücü kontrol eder ve tutunmayı sağlar.
ESP: Elektronik Stabilite Programı (ESP), sensörler sayesinde otomobilin seyir halinde çizgisini korumasına yardımcı olur. Böylece, araç savrulmadan stabil bir şekilde seyrini sürdürür. BAS ya da EBA: ''BrakeAssistSystem'' ve ''EmergencyBrakeAssist''in kısaltmaları olan BAS ve EBA, sürücünün fren pedalına sert basması halinde devreye girerek, fren gücünü tam olarak devreye sokar.
MSR: ''Motor SchleppmomentenRegelung''un kısaltması olan MSR, özellikle kaygan zeminlerde, sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesiyle oluşacak kaymayı, motor torkunu kullanarak önlemeye çalışır. EBD: ''Electronic BrakeDistributor''ün kısaltması olan ''EBD'', fren yapılması halinde gücün ön ve arkadaki akslara dengeli şekilde dağılmasını sağlar. Böylece, güvenli fren yapılmasına yardımcı olur.
ASC+T: ''Elektronik çekiş kontrol sistemi'' olarak tanımlanan sistem, aracı seyir halindeyken sensörler aracılığıyla sürekli takip eder. Sürücü, tehlikeli durumlarda aracına gaz verse bile, sistem motor gücünü sınırlar. EPB veya APB: Klasik el freninin yerine geçen bu sistemde, el freni, anahtar kontak yuvasından çıkarıldığında otomatik olarak devreye girer. Sistem, bazı modellerde, motor yeniden çalıştığında, bazı modellerde de bir butona basılarak devreden çıkarılır.
PASİF GÜVENLİK
EMNİYET KEMERİ; Emniyet kemeri kazaların oluşumunu önlemeyen, ancak kazalarda meydana gelebilecek ölümleri ve yaralanmaları azaltabilen en önemli ve gerekli güvenlik tertibatıdır.Emniyet kemeri Kazalarda ölümleri % 40, yaralanmaları % 30 Önler.Ölümle sonuçlanan kazalarda oluşan yaralanmalar incelendiğinde; % 48’ini baş-boyun yaralanmaları, % 37’sini göğüs-karın-kalça yaralanmaları, % 8’ini omurga ve göğüs duvarı yaralanmaları oluşturmaktadır. Emniyet kemeri kullanımı bu olumsuz etkileri asgariye indirmekte son derece etkin bir role sahiptir.
EMNİYET KEMERİ NEDEN TAKILMALI? Geçtiğimiz yılda Ülkemizde meydana gelen ölümlü yaralanmalı trafik kazası değerlendirildiğinde; sürücülerin emniyet kemeri takılı olan kazalardaki ölüm oranı % 6.3 iken, takılı olmayan kazalardaki ölüm oranının % 24.8 olduğu tespit edilmiştir. Başka bir değişle ölümlü yaralanmalı kazalardaki ölüm oranı emniyet kemeri takılmadığı takdirde 4 kat artmaktadır. Emniyet kemeri takma oranı,2019 yılında % 93.5 e ulaşmıştır.Emniyet Kemeri Takanların 100 km/h hızına kadar olan kazalarda kurtulma şansı vardır. Emniyet Kemeri takmadan yolculuk edenlerin 20 km/h’den itibaren kaza anında ölme riski başlar. Araçta Sürücü ve Yolcu Güvenliği yazım gelecek sayımızda devam edecek. Kazasız, belasız sağlıklı günler dilerim Hoşçakalın.
Dermatoglifi Bilimi Nedir?
İnsan avucu üzerindeki papiller çizgilerin desenlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Derma (deri) ve glyphe (oyuk) kelimelerinden oluşan bu tabirden kastedilen, parmak uçları, avuç içi ve ayak tabanlarındaki deri çizgilerinin kıvrımlar yaparak oluşturdukları özel şekillerdir.
Dermatoglifikler anne karnındaki hayatımızın yaklaşık 10-18. haftaları arasında belirmeye başlarlar.
Ayaklardaki desenler ellere göre birkaç hafta daha geç oluşur. 19. haftada ise Yaratıcımızın mührü olan, derimizin deseni hemen hemen tamamlanır. Hamileliğin yaklaşık 5. ayında bizi diğer insanlardan ayıran özel deri çizgilerimiz çizilmiş olur. Deri çizgilerimiz; doğumdan ölüme kadar yaşla ve çevre tesirleriyle değişmediği gibi, çok özenle yaratılmış ince yapılan ile kişiden kişiye oldukça farklılık gösterir.
Hiçbir kimsenin dermal çıkıntıları diğer bir insana benzememektedir.
Alexei Vlasov Vladimiroviç, Uluslararası Birliği Dermatoglifik Kurulu (IntDA) başkanı, genetik işaretleri ile bireylerin psikolojik özelliklerinin belirlenmesi için metodolojinin uzmanlarından biridir. Adaptif beden eğitimi, fizyoloji ve biyokimya, klinik psikolog, psikoterapist, yüksek sinir aktivitesinin sürekli yapısal özelliklerini yansıtan el ve birinci falanks mimari pektinat deri avuç içi şeklindeki eller Psikodiyagnostik, yürüten rakip Susu Master (patent numarası Bölümü Yarışmacı 2012/12/20 g 2.469.646) ve genel antropolojik özelliklerini taşır. Alexei Vladimiroviç 19 yıldan fazla, dermatoglifik biliminin işaretlerini ve özelliklerini araştırmakla uğraşmaktadır.
Deri desenin üç ana türü vardır "yay,döngü ve spiral"
Deri desenlerin şekli ve papiler çizgileri farklıdır. Desen türlerini sınıflandırmak ve sistematize etmek,genetik özelliklerinizi ortaya çıkarmaya yardımcı olacaktır. Son yıllarda bir çok bilim adamı dertatoglifik alanında çalışmak ve bilimi geliştirmek için büyük çaba sarf etmektedir. Bu yaz dermatoglifik biliminin kuruluşundan bu yana 100 yıl geçti ve bu nedenle en geç ve umut verici bir bilim olarak kabul edildi.Artık testler sayesinde bir kişinin karakterini, mizaç tipi, davranışsal adaptasyon türünü gibi bir çok alanda bilgi edinmek mümkündür. Dermatoglifik işaretleri aracılıyla yapılan bir çok test'in doğruluk yüzdesi % 90a kadar ulaşmaktadır.Bu yüzdeler ise deri desenlerinin ne kadar önemli ve doğru bilgi taşıdıklarını gösterir. Modern dermatoglifik bilimi ayrı bölümleriyle ortaya çıkmaktadır.Her alt bölüm, dermatoglifik bilimi sayesinde çözüm bulunan, araştırmalarla ilgili bilgiler taşımaktadır.Cilt desenleri hamileliğin 5-ci ve 13-cü haftası arasında, çocuğun sinir sistemiyle eş zamanlı olarak oluşmaktadırlar.Cilt ve sinir sisteminin toplam embriyonik kökeni beyin ilgili eğitimler için bir garanti yeterlilik sağlayan dermatoglifiksel veridir.
Dr.Ahmet Bülent TURHAN
Aksaray Üniversitesi Tıp Fakültesi / Öğretim Üyesi
Emniyet Haber Gazetesi / Trafik Haberleri Müdürü ve Sağlık Köşe Yazarı