Tek İsteğimiz Biraz Huzur
EMNİYET HABER GAZETESİ / BAŞYAZARI
1.SINIF EMEKLİ İL EMNİYET MÜDÜRÜ
EKREM NALCI
Tüm meslektaşlarıma merhaba. Görev başında olan meslektaşlarıma sağlıklı ve başarılı çalışmalar diliyorum. Görev esnasında öncelikle kendimizin ve arkadaşlarımızın can güvenliğini alarak görevi ifa etmeye çalışalım. Geçtiğimiz ayda Gaziantep’te ve Mardin’de meydana gelen kazalar milletimizin yüreğini yakmıştır. Son zamanlarda şehir içi ve şehir dışı trafik kazalarında izlediğimiz kadarıyla telefonla görüşme, müzikle ilgilenme gibi kurallara aykırı davranışların Trafik kazasına sebep olduğunu görüyoruz. Öncelikle belediyelerimizin veya trafikten sorumlu kurum ve kuruluşların alt yapı ve üst yapı çalışmalarını yapmaları gerekir. Bulunduğum şehirde tüm kavşaklarda sola dönüşler sorun yaratmaktadır. Sürücüler birbirine saygılı davranırsa rahat geçişler oluyor ya da yol hakkı benim diyerek kavgalar ve nahoş hareketler oluyor. Öncelikle Gaziantep ve Mardin illerimizde meydana gelen trafik kazalarında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah rahmet eylesin. Geride kalan ailelerine sabırlar diliyorum. Ancak bugünlerde İstanbul, Ankara gibi illerimizden de trafik kaza haberleri gelmektedir. Trafikte seyir halindeyken izlenimlerim birçok aracın arka park lambalarının yanmadığı, uzun farları yakarak karşıdan gelen sürücüyü rahatsız ettikleri, plakalarının okunamadığı gibi ihlallerle karşılaşıyoruz. Sevgili sürücüler lütfen empati yapınız, yani karşıdan gelenin siz olduğunu düşünün. Egzozlarına bir sürü para vererek ek aparat taktırıp mahalleliyi gece saatlerinde aşırı derecede rahatsız edenler. Sizin bir hastanız olduğunu veya o saatte uyuyup işine gidecek olduğunuzu düşünün. Birisi sizin bu yaptığınızı yaparsa ne yaparsınız? Hani birbirimize saygılı olacaktık. Hak ve hukukunu hiçe saymayacaktık. Bunun yanı sıra bazı trafik görevlileri vatandaşın hak etmediği cezaları yazmaktadır. Sorulduğunda bu tür yanlışlıkların fahri trafik müfettişleri tarafından yapıldığını söylüyorlar. Trafikte sürücülerin veya yayaların birbirlerine saygılı davranmaları için broşürler halkın kalabalık olduğu yerlere asılmalıdır. Eğitime ağırlık verilmelidir. Şerit kullanmayı %40 sürücümüz bilmemektedir. Bu da gösteriyor ki iyi eğitim almamışlardır. Sınav sisteminde ve direksiyon sınavında sorumlu görevliler bu konulara çok hassas olmalıdırlar.
Burada başka bir hususa da değinmek istiyorum. Emekli emniyet mensupları bazı illerimizde unutulmuş durumdadır. Bu polislik mesleğine yıllarını vermiş Polis, Amir ve Müdür sınıfında değerli meslektaşlarım sorunlarını veya iletmek istedikleri bir durumu arz etmek için müracaatını yapıyor. Ancak İl Emniyet Müdürleri baştan savıyorlar. Tabi tüm müdürlerimizi kastetmiyorum. Yaşadıklarımızı ve yaşayan arkadaşlarımı dinlediğimden dolayı bu durumu bilgilerinize sunmak istedim. Değerli meslektaşlarım her makam ve mevkiinin belirli bir süresi vardır. Sizlerde sonunda emekli olacaksınız. Görev başında olanlardan istekleriniz olduğunda elbette saygı, sevgi ve ilgi beklemek hakkınız. Ancak siz görev başındayken ne ekmişseniz onu biçeceksiniz. Bundan çok eminim. Bu söylemiş olduğum olumsuzluklar çok az olabilir ancak birimizin olumlu veya olumsuz hareketi dalga dalga yayıldığından Ahmet veya Mehmet demiyorlar. Polis veya Müdür diyorlar. Emeklerine saygı gösteren, ihtimam ile onlara yaklaşan meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Yüce Allah her türlü kazalardan, şer ve belalardan uzak eylesin. Değerli Cumhurbaşkanım, Maliye Bakanım. Televizyon kanallarından güzel açıklamalarda bulunuyorsunuz ancak piyasa kontrol edilemediğinden bugün hala domates olmuş 10 lira, fasulye 20 lira, salatalık 6 lira, limon 25 lira, maydanoz 3 lira, incir olmuş 30 lira. Genelde meyve alacak olan vatandaşımız ise 18-30 lira arası para ödüyor. [DİPNOT: Bu fiyatlar temsilidir, çünkü sürekli değişmektedir] AVM lerde bu fiyatlar %50 daha pahalı. Maaşımıza yapılan zamlar duyulunca bizim elimize geçmeden piyasalarda pahalılık başlıyor. Maaşı aldıktan sonra tekrar bir zam daha uyguluyorlar ve almış olduğumuz zamlar böylece eriyip gidiyor. Sayın Cumhurbaşkanım siz iyi niyetli olarak gece gündüz çalışıyorsunuz ancak son zamanlarda alt kademeler gerektiği gibi işlerini yapmıyorlar ki bu aşırı pahalılık devam ediyor. Ev kiraları ve ev fiyatları aldı başını gidiyor. Sizin %25 lik artış yapılması yönünde vermiş olduğunuz talimatla biraz eski kirada oturanlar nefes almış durumda, ancak yeni kiraya ev tutacaklara Allah yardım etsin. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Eskişehir gibi illerimizde görev yapan tek maaşlı olan görevlerimiz çok mağdur durumdalar. En kısa zamanda bu illerimizdeki lojman sayısını artırarak polisimizi bu sıkıntılardan kurtarmanızı canı gönülden istirham ediyorum.
Değerli vatandaşım biliyorum ekonomik yönden sıkıntılarımız var ancak bu karşımızdakine saygısızlık yapmak, küfretmek, sopa atmak, kavga etmek gibi hakları vermiyor. Bizler sürücüsü ve yayası ile bir bütünüz. Lütfen birbirimize saygılı olalım. Evden çıkıp şehirde bir ihtiyacımızı gidermek için 5 veya 15 km yapıyorum. Bu kısa yolculuğumda dahi çoğunlukla sürücülerin hataları, olumsuz davranışları, müzik sesini açmış veya egzoz bağırtanlar, el kol hareketi yapanlar sayesinde huzur ve güzel düşünme diye bir şey kalmıyor. Hepimizin huzuru ve iyi düşünceleri kaybolunca ortaya yukarıda saymış olduğum olumsuzluklar meydana çıkıyor. Yıllarını trafik ve genel hizmete vermiş bir emniyet görevlisi olarak tüm halkımdan istirhamım birbirimize sevgi, saygı ve hoşgörüyle yaklaşalım. Bu söylediklerim parayla satılmıyor. İnsan olarak hepimizin çarşıdan eve, evden çarşıya gidiş gelişlerimiz rahat ve huzurlu olsun ki bizleri strese sokmasın. Değerli görev başında olan ve emekli meslektaşlarım, ayrıca değerli halkım, esnafıyla sürücüsüyle, yayasıyla bizler birbirimizi sevelim. Birbirimizin hakkına ve hukukuna saygı gösterelim. Sağlık ve güzelliklerle kalınız.
BİRAZ VİCDANINIZIN SESİNİ DİNLEYİN
EMNİYET HABER GAZETESİ / BAŞYAZARI
1.SINIF EMEKLİ İL EMNİYET MÜDÜRÜ
EKREM NALCI
16 Mart 2020’de Covid-19 virüsü ile ilgili hükümetin bildirisi açıklandı. Birçok iş yerinin faaliyetlerine ikinci bir açıklamaya kadar son verildi. Halkımızın sokağa çıkması yasaklandı. Ev ziyaretleri, evlatların baba ve annelerine, torunların dede, babaannelerini veya anneannelerini ziyaret etmeleri dahi yasaklandı. Yakın temas olmayacaktı. Toplu taşımalara belirli yaş grubu binemeyecekti. Maske takmak o gün bugün mecburi edildi. Sözün kısacası ülkemizde ve dünyada “mücbir durum” oluşmuştu. Halkımız can derdine düşmüş, işyerleri kapanmış iflaslar başlamış. Kiracı mal sahibi mahkemelik olmuşlar. Saymakla bitmeyecek olumsuzluklar yaşandı ve yaşanıyor. Ancak piyasada vurgun dönemi başlamış ve fırsatçılar hortlamış milletin kanını emiyorlar. Değerli yetkililer lütfen 16 Mart 2020, 20 Ağustos 2021 tarihleri arasındaki her şeyde fiyat farkını kontrol ettiriniz. %100 fiyatlardaki artışları hatta bazı yiyecek ve temizlik eşyalarında %200 fiyat artışlarını göreceksiniz. Halkımızı bu vicdansızların eline bırakmamalarını istirham ediyorum. Evet, yukarıda sıralamış olduğum Pandemi nedeniyle alınan tedbirler elbetteki halkımızın sağlığı ve esenliği içindir, ancak bu piyasadaki fiyat artışlarından en çok etkilenen kesim İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya gibi illerimizde görev yapmakta olan polislerimizdir. Bu illere tayini çıkan Polislerimizin yüzde 90’ı tayinini durdurmaya çalışmakta, NEDEN SİZCE?
Özellikle ev kiraları, yiyecek, içecek, temizlik malzemeleri, su, elektrik ve doğalgaz gibi giderlerin altından kalkılamaz hale gelinmiştir. Maaşını alan rütbeli veya rütbesiz Polisim borçlarını ödeyip, evine eli boş dönüyor. Yeni maaşına kadar bankaların kartları ile, varsa annesinden, babasından veya çevresinden borç alarak hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Değerli İÇİŞLERİ BAKANIM Emniyet personeliniz bu kadar canla başla yılmadan hizmet verirken, bunlara siz sahip çıkacaksınız. Polisimizin 4-5 yıl önce MAAŞI 2000 EURO’ya denk geliyordu. Şimdiyse Maaşlar 500 veya 600 EURO’ya kadar düştü. Yurt dışından gelenler har vurup harman savururken, bizim Polisimiz ancak vitrinlere bakabiliyor. Allah‘tan korkup dürüst çalışan Polislerimizin ekonomik durumu çok bozuk. Lütfen 4 kişilik bir Polis ailesinin yaşamını izler veya izletirmisiniz. Motivasyonu yüksek bir teşkilatımızın, Millete ve Devlete bakış açısı değişecek ve halka hizmette o derecede güzelleşecektir.
Birazda AHDE VEFA konusuna değinmek istiyorum. 20 Temmuz 1996 yılında Eskişehir’e atandık. Asayiş Şube Müdürü olarak göreve başladığımızda Emniyet Teşkilatını Güçlendirme ve Geliştirme Derneği yönetimi hoşgeldin ziyaretinde bulundular. Başlarında Başkan Kazım AY bulunuyordu. Yıllarca bu görevi severek ve özveri ile icra etti. Başarı ve özverili çalışmaları sonucu Emniyet Teşkilatına bina, araç ve gereç tedarik edilmesi yönünde takdire şağıyan yardımları ve hizmetleri olmuştur. Kazım AY, 1978 yılında Emniyet Sporun Başkanı olarak göreve başlamış devamında Emniyet Teşkilatını Güçlendirme ve Geliştirme Derneği başkanı olarak görev yapmıştır. Bu tarihten itibaren 2006 yılına kadar Başkanlık görevine devam etmiştir. Bu dönem içerisinde 7 vali, 16 Emniyet Müdürü ile çalışan Kazım AY’a 2004 yılında dönemin Emniyet Genel Müdürü Gökhan AYDINER tarafından takdirname verilerek, başarılı çalışmalarından dolayı ödüllendirilmiştir.
2000’li yıllarda Eskişehir’de Emniyet Teşkilatı araç yönünden perişan bir durumdaydı. Sayın Valimiz ve Emniyet Müdürünün almış olduğu karar ile araç kampanyası başlatıldı. Bu kampanyanın başına Emniyetten sorumlu olarak beni atadılar ve dernek başkanımızı da yanıma alarak bir ekip oluşturduk. Bu ekiple 3 ay sanayicileri ve tüm esnafı ziyaret ederek durumu izah ettik. Eskişehir halkı, esnafı ve sanayicisi bu kampanyaya büyük destekte bulunarak 60 adet Ford connect otomobil, bir adet Renault Megan marka otomobil ve 20 adet motosiklet alınarak teşkilatımızın araç ihtiyacı fazlasıyla giderilmiş oldu. Bu üç ay zarfında aynı zamanda sanayici olan sevgili Kazım AY, fabrikasını ve iş yerini ihmal ederek bizlerle beraber dirsek dirseğe çalıştı. Biz bu ekipte bir Emniyet Amiri, bir Bayan Komiser ve beş Polis memuru ile birlikte toplam dokuz kişiydik. Bu kampanyada Eskişehir dışında bazı il ve ilçelere de araç konusunda yardımcı olmuştuk. Bu çalışma gerçekten Eskişehir Emniyeti’nde takdire şayan bir icraat olmuştur.
Sonuca gelirsek; Kazım Ay Başkanlığı 2006 yılında bırakmak durumunda kaldı. Ne yazıkki yeni yönetim (Şu an Görevde olan) Kazım AY’a 25 yıllık hizmetine karşılık ŞİLT verip, Onursal Başkan olarak karar alacaklarına, ne yazık ki Üyelik defterinden adını silip hiçbir hizmeti olmamış gibi davranmışlardır. İşin üzücü tarafı şu an görevde bulunan yönetimdeki arkadaşların birkaçı kendisinin bu hizmete dahil ettiği insanlardır. Temennim yıllarca Emniyet Teşkilatına özveriyle çalışan bu kardeşimize yapılan yanlışlıktan dönülür ve özür dilenir.
Değerli meslektaşlarım bu olayları değerlendirmeyi sizlerin takdirine bırakıyorum. Ben vicdanımı rahatlatmak için bu konuyu kaleme aldım ve sizlerle paylaşmak istedim. Son günlerde ülkemizde ciğerimizi dağlayan yangınlar ve derin üzüntü duyduğum sel felaketlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerinede sabırlar ve metanet diliyorum. Yine bu felaketlerde görev alan tüm görevlilerimizi candan kutluyorum. Görevleri sırasında Şehit olan tüm kahraman evlatlarımıza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine ve yakınlarına Yüce Allah sabır ve metanet versin inşallah. Yaralı vatandaşlarımıza ve görevlilerimize de acil şifalar diliyorum. Görevleri başındaki meslektaşlarıma kazasız, belasız sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Saygı, Sevgi ve Selamlarımla Hoşçakalın.
Genç Meslektaşlarıma Tavsiyem
EMNİYET HABER GAZETESİ / BAŞYAZARI
1.SINIF EMEKLİ İL EMNİYET MÜDÜRÜ
EKREM NALCI
Askerlik bitti, 20 ay sonra tezkereyi aldım. Malatya da aileme kavuşmanın sevincini yaşıyorum.
İş derdi başladı, evliyim 3 yaşında Kızım var. Babam (Rahmetli) Sümerbank Dokuma Fabrikasında çalışıyor, aile 11 kişi. Acilen iş bulup çalışmam şart. Lise mezunuyum. Bu arada özel sektörde muhasebe işlerinde çalışmak üzere iş buldum. Yöremizin ve ailemizin bu işe sıcak bakmadıklarının farkındayım. Devlet işi arıyorum. 6 ay sonra Türk Ticaret Bankası sınavını kazanıp işe başladım.1,5 yıl bankacılıktan sonra, Polis olmaya karar verdim. 16 Haziran 1974‘te İstanbul Etiler Polis Okulunda kursa katıldım. Kursu ve sınavları başarıyla olarak bitirdim. Kura çektim Trabzon (01-01-1975) İlk görev yerim Gülbahar Hatun Polis Karakolu. İl Emniyet Müdürümüz Kemal SERHATLI, Allah Rahmet Eylesin. Sırasıyla Trafik Şube Müdürlüğü’nde ve Bölge Trafik İstasyon Amirliği’nde Polis memuru olarak görev yaptım. Bu arada Trabzon Fatih Eğitim FKB bölümünden mezun oldum. (Eylül 1978) 1979 Haziran ayında Komiser Yardımcılığı için sınav açıldı. Lise mezunları ile birlikte sınava girdim.100 puan üzerinden 97 alarak sınav birincisi olmuştum. Ama ne yazık ki, mülakat sınavında başarılı görülmedim. Çünkü “Polderli Polis” değildim. O zaman ki yönetim Polisi “Polderli” veya “Polbirli” olarak ikiye bölmüşlerdi. Sınava Ankara Polis Eğitim Merkezinde girmiştim. Komisyondaki görevlilerin ismini vermek istemiyorum, onlar kendilerini bilirler. 2 yıl terfi ettirmediler. Hükümet değişikliği oldu, tekrar sınava tabi tutuldum ve 1980 Temmuz ayında ilk rütbemi alabildim. 1980 12 Eylül İhtilalini Trabzon’da yaşadım. 1982 Temmuz ayı şark hizmetim Mardin’e çıktı. Dönemin İl Emniyet Müdürü beni Cizre Bölge Trafik İstasyon Amirliğinde görevlendirdi. Aman Allah’ım Cizre’ye gittim ki sıcaklık 48-50 derece. Kiralık bir ev buldum, tadilat falan derken 2 ay sonra ailemi ve eşyalarımı da getirdim. Dönemin İlçe Kaymakamı Sayın Oğuz Kağan KÖKSAL’ı, İlçe Emniyet Müdür vekilini ve Bölge Trafik İstasyon Amirini ziyaretle göreve başladım. 1,5 yıl sonra Yeni Kaymakamımız Sayın Osman GÜNEŞ bey geldiler. 1984 -1985 öğretim yılı Cizre Lisesinde öğretmen yok denecek kadar az. Kimi askere gitmiş, kimi tayin yaptırmış, yerlerine kimse gelmemişti. Kaymakam bey resmî kurumlarda üniversite mezunu olanları yazıyla makamına davet ederek, Matematik, Fen Dersleri, İngilizce, Edebiyat ve Coğrafya derslerinin dağılımını yaptı. Bana coğrafya dersini vermişti. Lisenin tüm sınıflarının coğrafya dersine ben giriyordum. Coğrafya ile ilgili ansiklopedi, yardımcı kitaplar, ne gibi doküman varsa getirttim. Öğrenciler çok zeki, bir soru sorarlar da cevap veremezsem mahcup olmayayım ve gençlere de yeterinden fazla bilgi vereyim diye çok çalıştım. Bugünkü yazıya girişimin ana konusuna da gelmiş olduk. Şu an Cizre Lisesinden mezun olan 5-6 öğrencimle teknoloji sayesinde iletişim kurdum. Çok çok mutluyum.
Öğrencilerimden şu an bildiğim; 1 Avukat,1 Eczacı,1 Öğretmen,1 Veteriner, 1 Hukukçu (İthalat ve İhracatla Meşgul) ve bu gençlerden ilk irtibat kurduğum bir kaplıca işletmelerinin müdürü. 1985 de Şark hizmetini tamamlayıp, Bursa’ya tayinim çıkmıştı. O gün bugün halen kirada oturduğum evin sahibi ile, çok sayıda esnaf ve vatandaşla da ailece görüşmelerimiz devam ediyor. Benim genç meslektaşlarıma bir tavsiyem olacak. Bu memleketimizin 7 Bölgesinin insanlarının örf ve adetleri, dilleri, dini inanışları, mezhepleri, giyimleri ve kuşamları farklı olabilir. Bu vatandaşlarımızı bize benzemiyorlar diye dışlamayıp, sorunlarına çözüm üretirseniz, göz yaşlarını silerseniz, annelerini anneniz, babalarını babanız, bacılarını bacınız, evlatlarını evladınız, ailelerini aileniz olarak görürseniz, bu güzel Milletim size saygı, sevgi ve güven duyacaktır. En önemlisi de bu Millet; Devletine ve güvenlik güçlerine her konuda güvenecek, yeri geldiğinde seve seve canını da verecektir. Tüm Şehitlerimizi, rahmetle minnetle anıyorum. Mevlâ mekanlarını Cennet eylesin. Ruhları şad olsun. Hayatta olan gazilerimizi ve emekli meslektaşlarımı sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Görevleri başında canla başla Devletine, Milletine gönülden bağlı ve Bayrağı için görev yapan meslektaşlarıma da sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. Millet var ise Devlet de vardır. Devlet güçlü ise Millet de huzur ve güvendedir. Saygılarımla.
GERÇEKLER
YIL 1975 Ocak ayı Trabzon Gülbahar Hatun Polis Karakolunda göreve başladım. Polis; çok zor koşullarda canla, başla görevini yapmaya çalışıyordu. İktidardakiler ve seçime katılan diğer siyasiler; seçim zamanı Polisin Çalışma şartlarını, ekonomik ve sosyal haklarını iyileştireceklerini söylüyorlardı. YIL 2020 ,POLİS ;yasaların ,vatandaşın can ve mal güvenliğinin, saymakla bitmeyecek görevlerin ifası, Milletin huzuru İçin Şehitler vererek gururla,onurla görevinin başında. Kışın soğuğunda, yazın sıcağında, İlkbaharın yağmurunda, Bulaşıcı Hastalıkların gölgesinde, Devlet büyüklerinin korunmasında,Trafik ve Asayişin sağlanmasında, canla ,başla çalışmasına devam ediyor. Ancak, çalışma saatlerinde ve sosyal haklarında değişen bir şey yoktur. Değerli Yetkililer lütfen, başınıza herhangi bir olay geldiğinde ilk baş vurduğunuz Polisimizin sıkıntılarına biraz göz atar, iyileşmesi için çaba sarf ederdeniz, sizlerin evlatları olan vefakar ve cefakar Polisim bu iyiliğinizi unutmayacaktır. Coronavirüs nedeniyle, Polis ve Sağlıkçılar hariç, diğer kurum ve kuruluşlar çalışma koşullarını değiştirdiler. Bazı kurum personelleri haftada bir gün iş yerine uğruyor,kimileri hiç uğramadan evinden İnternetten idare ediyor. Maaşa gelince Polisten çok iyiler. Pandemi dönemi ahlaksız ve vicdansız bazı Avm’ler ve Marketler vurgun vurdular, 7 ay içinde Tüketim malzemelerine, yiyecek ve içeceklerin çoğuna yüzde yüz zam getirdiler.Vatandaş canının derdine düşmüş, bu hainler ise Milletin kanını emmeye devam ediyorlar. Bugün Emekli olan bir Polis içler acısı ama gerçek, mutlaka bir iş arıyor, çocukları Lise veya Üniversitede okuyorlarsa Allah yardımcıları olsun. Sayın Cumhurbaşkanım ve Bakanlarım, sizden istirhamım zaman geçirmeden Polisimin maddi ve sosyal durumuna göz atmanız, beklentilerine çare bulmanızdır. Çok acı gerçekler var ama, kaleme almak istemiyorum. Emekli bir Emniyet Müdürü olarak zor şartlarda hayatımı devam ettiriyorum. Çalışma şartları nedeniyle, çocuklarının sağlığı ve eğitimi için fazla ilgilenemeyen,eşinin ve çocuklarının sosyal yaşamı için zaman ayıramayan POLİSİMİZİN Yanında olalım. Güzel günlerde birlikte olmak dileklerimle, Ülkemin İnsanlarına ve Polis Teşkilatımıza sağlıklı ve Huzurlu yaşamlar diliyorum.
1.Sınıf. Em. İl Emniyet Müdürü Ekrem NALCI
Ben Vatanımı ve Milletimi Seviyorum
Haksızlık, Hukuk dışı, taraflı ve keyfi davranışlar, dış görünüşe aldanmak, Milletin ; ekmeği ile menfi olarak uğraşmak,huzurunu bozacak şekilde yasalar çıkarmak,aile birliğini bozacak eylemlerde bulunmak, Onurunu zedeleyici hal ve hareketlerin, çözümü olduğu halde, devlet tarafından iyice bataklığa sürüklemek,kişilerin hür düşüncesini kısıtlamak,Sosyal hakların eşit dağıtılmaması,v.s. Daha çok yazılacaklar var. Bunların yaşanmadığı veya uygulanmadığı bir ÜLKEM olsun istiyorum.
Zamanla kendi görüş ve düşüncelerine uyulmadığı için haksızlıklar yaşayan binlerce vatandaşım,haksız yere yargılanmış, ve hatta cezaların en ağırı uygulanmış. Bu cezayı veren Yargı mensuplarının zaman gelmiş VATAN HAİNİ oldukları anlaşılmış, bu hainler ceza almış ,tutuklanmışlar ve meslekten ihraç edilmişler. Ancak bunların kasıtlı olarak verdikleri cezalardan bugün Cezaevlerinde binlerce vatandaşım yatmaktadır. Bir ülkenin Hukuk düzeni kişilere göre uygulanmaya başlamışsa, bu ülkede adalet sistemi çalışmıyor demektir. Bunun yanı sıra birde ALLAHIN ADALETİ vardır. Zalimlerin zulmü varsa, Haksızlığa uğrayan Vatandaşımında ALLAH'I vardır. Günü geldiğinde herkes ektiğini biçecektir. Zerre kadar iyiliğin mükafatını, zerre kadar kötülüğünde cezası çekilecektir.
Birazda ÜLKEMDE uygulanan TRAFİK ceza ve KURALLARINDAN bahsetmek istiyorum
Elbette kurallara uymayan sürücüler hak etmiş oldukları cezayı ödeyecektir. Ancak bu sürücülerin hiç mi Devletten, Belediyelerden, yani alt yapıyı tanzim edenlerden, kuralları koyanlardan ve uygulayanlardan haklarını arama hakları yok mu?
Şehir içi, şehirler arası, otobanlarda Trafik işaret ve levhalarımız yeterli değil, vatandaşı uyarıcı levhalar yok denecek kadar az, alt yapı çakışmaları sonucu bozuk yollar, çizgi ve levha yetersizliği. Şehir içindeki Trafik ışıklarının SOLA dönüşlerde tamamen yokluğu büyük kazalara ve Trafiğin tıkanmasına yol açmaktadır. Otobanlarda ve bölünmüş yollarda hız limitlerinin gereksiz yere sık sık değiştiği, bunlarında zaten ekonomik sıkıntı içinde olan sürücüleri tamamen maddi -manevi strese soktuğu izlenmektedir. Bir güzergahta seyreden vatandaşımız, O güzergahta kaç noktada kimlik kontrolü varsa hepsinde durduruluyor, bu olumsuzluğunda bir sistem geliştirilerek,vatandaşın güvenini kazanmak güzel olur diye düşünüyorum. Sürücülerimizin birbirine saygılı davranmaları, kazalardan korunmaları için, hız limitlerine uymalarını, Emniyet Kemerlerini şehir içi ve şehir dışında mutlaka takmalarını, Alkollü araç kullanmamalarını, hatalı sollama yapmamalarını ,Trafik ışık ve İşaretlerine harfiyen uymalarını, Tüm ülkem insanlarının mutlu ve sağlıklı olmalarını ,birbirimizin haklarına saygılı olmamızı temenni ediyorum. Sevgi ve Selamlarımla.
1.Sınıf. Em. İl Emniyet Müdürü Ekrem NALCI
Adalet Olmazsa Ne Olur?
Allah, adaleti, hakkın yerini bulması için emretmiştir. Her nizamda adalet vardır. Her düzenin olduğu yerde, birden fazla hak sahipleri var demektir. Çekirdek aileden başlayıp büyük devlet organizesine kadar efrâdın, bireylerin bulunduğu her yerde, hak ve adalet, yapışık ikizler gibi beraber bulunur. Allah’ın mümin kulları üzerinde beş büyük nimeti vardır. Bunlar sırasıyla: İman nimeti, sağlık nimeti, eş-dost-arkadaş nimeti, emniyet-güven içinde yaşama nimeti, mal-para-servet-makam nimeti. Dünya hayatını tercih edenler arasında, beşinci nimetin paylaşımı sebebiyle insanlar ihtilafa düşer. Hakkına razı olmayan hasetçi ve fesatçı insanlar adaleti sevmezler. Devletin varlığı ve sebebi vücûdu, hakkın îlâsı ve adaletin sağlanmasıdır. Devleti yönetenin birinci vazifesi “hak ve adalet” ile hareket ve hükmetme mecburiyetidir.
Her şeyden önce, büyük devlet olma özelliği, halkla devletin bütünleşmesiyle başlar. Osmanlı, kuruluş ve yükseliş döneminde, tarlasında, çarşısında ve mabedinde halkıyla omuz omuza bütünleşmiş, dünyaya adalet dağıtan büyük bir devlet olmuştu. Devleti yöneten elitler, halkıyla barışık olursa; büyük devlet olma yolunda, hak ve adalet dağıtır. Çünkü büyük devlet, halkıyla barışık olan devlettir. Adalet yapan büyük devlet, dış politikada, bütünüyle kendi inisiyatifini ve kendi tercihlerini kullanır. Ekonomi gücüyle zulmeden büyük devlet değildir. Hak ve adaleti tatbik edebilmek için kuvvetli olmak gerekir. Büyük devletin müesseselerini yönetenler, halkın kabullendiği, uğrunda hayatını seve seve verebileceği değerleri savunduğu için, halkın arasına karışır ve onlarla mabedinde omuz omuza durur. Sahabeden sonra, Büyük Selçuklu ve onların devamı olan Devlet-i Aliye-i Osmâniye hak ve adalete riayet ettiği için büyük devlet oldu. Dünyaya nizamât verdi. İnşâallah hak ve adaletin ikâmesiyle, çağdaş cumhuriyetimiz de Osmanlı gibi, dünyanın elinden “büyük devlet” olma unvanını, haklı olarak geri alır.
Her dinin bir ideali, her idealin de bir dini olur. Dinsiz ideal olmaz, ancak, “öteki” saydığına karşı düşmanlığı olur. Komünizm böyleydi. Sovyetlerin gücü, onları büyük devlet yapmadı, büyük zalim yaptı. Dayatmanın ve zulmün de ömrü kısa oldu. Çünkü dinle mücadele, insan fıtratıyla mücadele demektir. Halbuki o fıtratı yaratan Allah'tır. Onu değiştirmek ve yenmek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir. Çıkarları için, hak ve adalete uymayan devletler, teröre pirim verirler. Daha iyi bir dünya inşasına da mani olurlar. Hal böyleyken günümüzde toprak ve ağaç gibi, elle tutulup gözle görünen bir din savaşı yok. Ama su ve hava gibi hissettiğimiz örtülü ve gizli bir dînî rekabet ve mücâdele bütün hızıyla devam ediyor. Güncel dünyamızda bu rekâbet, diyalog barışıyla “ötekini” anlamağa dönüşüyor. Hak ve Adaletten ayrılmadan daha huzurlu, barış dolu, mutluluk dolu, sevgi dolu bir dünya için, başta Ülkemizi idare eden tüm İdarecilerimize, Vatan için mücadele veren tüm kahraman silahlı kuvvetlerimize, polisimize ve güvenlik kuvvetlerimize yüce Rabbimden güç, kuvvet ve kolaylıklar diliyorum. Hoşçakalın
1.Sınıf. Em. İl Emniyet Müdürü Ekrem NALCI
“ ÜLKEM ve MİLLETİM İÇİN “
EMNİYET HABER GAZETESİ / 2. SAYI BAŞ YAZI
Millet olarak bugünkü hayat koşulları gereği birbirimize daha çok destek olmamız gereken bir zaman dilimindeyiz maalesef. Dış güçlerin içimize yerleştirdikleri maşaları birliğimizi, diriliğimizi, beraberliğimizi bozmak için adeta bütün hünerlerini sergiliyorlar.
Ordumuzla, polisimizle, hukukçularımızla, öğretmenlerimiz ve sağlıkçılarımızla milletimizin temel taşlarını oluşturmaktayız. Ayrıca sanayicimiz, esnafımız, işçilerimiz ve öğrencilerimiz toplumumuzun önemli unsurlarıdır. Siyasiler seçilerek gelenlerdir. Kendilerini oraya getiren yukarıda saydığım kesimlerin yanı sıra tüm halkımıza hizmet etmek zorundadırlar. Kendilerine ve çevrelerine hizmet etmek, rant sağlamak için seçilmediler. Vatandaş Ekonomiden, Hukuktan, Güvenlikten, Sağlıktan, SORUNLAR yaşıyorsa öncelikle bunların derdine derman olmaları gerekir yoksa Allah nezdinde ve milletin vicdanında sorumlulukları nedeniyle hesap vermek zorunda kalırlar. Ülkemizin dünya coğrafyasında her yönüyle çok önemli bir yeri vardır. Yıllardır Mehmetçiğimiz ve Polisimiz bu vatan için şehit vermektedir. Hiçbir devlet ve millette ülkesi için bu kadar şehit veren olmamıştır. Tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum. Tüm yaralılarımıza çok acil şifalar diliyorum. Ülkem ve Milletim için 36 yıl bil fiil hizmetimden sonra geride bıraktığım silah arkadaşlarıma, kıymetli meslektaşlarıma, etrafımda adeta bir sevgi yumağı oluşturan polis dostu halkımıza ve sevenlerime gazetemiz Emniyet Haber kanalıyla sevgilerimi, muhabbetlerimi gönderiyorum. Tüm vatandaşlarıma sağlık, huzur ve başarılar dolu bir yaşam diliyorum. Sevgi ve Saygılarımla..
1.Sınıf. Em. İl Emniyet Müdürü Ekrem NALCI
TOPLUM VE HUKUK
EMNİYET HABER GAZETESİ / 1. SAYI BAŞ YAZI
Öncelikle”EMNİYET HABER “ aylık Gazetenin yazılı yayın hayatına geçmesine çok sevindim.Yayın Yönetmeni ve Araştırmacı Gazeteci, Polis Muhabiri Ercüment ÖZDİKER kardeşime başarılar dilerim.Görevim icabı 36 yıl,Toplum içinde kümelenmiş, halkımızın dışladığı belirli kesimleri topluma kazandırmak ve islah etmek için çok uğraştım. Bizim ve Devletin görevi insanlarımızı, uyuşturucudan, kumardan, hırsızlıktan, kadın ticaretinden tüm suçlardan uzak tutmak, bulaşanları da islah etmek için ortam hazırlamaktır.
Ancak ülkemizde uygulanmakta olan İNFAZ yasası, tam tersine çalışmaktadır. Basit suçlardan Cezaevlerine gönderdiğimiz gençlerimizi POTANSİYEL SUÇLU olarak toplumun içine gönderiyoruz. Örneğin;kişi 2006- 2007 de darp, görevi engellemek, kavga veya görevli memura mukavemet gibi suçlardan Cezaevinde yatmayacak şekilde ceza almış.
YARGITAY’ın azizliğine uğramış, bu almış oldukları ceza 2015- 2016 da kesinleşmiş. Ceza alan vatandaş Denetimli Serbest Dolaşımdan yararlanmış, CEZAEVİNE girmemiş.
Fakat, şahıs 2017– 2018 de yukarıda saydığım nedenlerden ceza almış, bu cezalarda yıl itibarı nedeniyle suçlunun Cezaevine girmesini gerektirecek miktarda ceza değil, AMA ÜLKEMİZDEKİ İNFAZ YASASI NEDENİYLE TÜM SUÇLAR İCMAL (Toplanıp) yapıldığında vatandaş doğru CEZAEVİNE gönderiliyor. Bu bence HUKUK Kurallarına aykırıdır. Kişiler işlemiş oldukları suçun karşılığı olan cezayı çekmelidir. Ayrıca,2006-2007 de suç işleyen bir vatandaşımız o zaman 16-18 yaşlarında ise, Cezanın YARGITAYDAN 8 veya 9 yılda onanıp gelince, bu vatandaş 28-29 yaşında olacak,
Bu geçen süre zarfında, vatandaş İş ve Yuva kurmuş, çocukları olmuş, Askerliğini yapmış, Vergi mükellefi olmuş. Yeni işlediği Basit suçla 10 yıl önce işlemiş olduğu basit suçlardan almış olduğu cezalar İCMAL yapılarak cezalandırılması Hangi Hukuk Kurallarına uyar.?
Yetkililerimizin ACİL OLARAK, İNFAZ YASASINI GÖZDEN GEÇİRMELERİNİ, BİNLERCE CEZAEVİNDE YATMAKTA OLAN KADER KURBANLARININ HAKSIZLIKTAN KURTULMALARINI DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ.
Milletimizin Paralı Askerlik, Vergi Borçlarını yapılandırma gibi sorunlarını çözen Devletimiz, Kader Kurbanlarının beklentisini seçim öncesi gerçekleştirirse güzel bir icraata imza atmış olurlar.
Bu basit suçlardan cezaevlerinde tutuklu olanların çoğundan, davalı ve davacı da bulunmamaktadır.
Çoğunu biliyorum, Kavga veya her hangi bir suç işleyenler, yani TARAFLAR ertesi gün kucaklaşmışlar, barışmışlar aralarında KİN ve HUSUMET kalmamıştır.
SORUYORUM, BİNLERCE GÜNAHSIZ GENCİMİZİ NEDEN TOPLUMDAN UZAKLAŞTIRIYORUZ?
NEDEN TOPLUMLA BARIŞIK, ÜRETKEN ve GİRİŞİMCİ HALE GETİRMEK İÇİN ÇALIŞMIYORUZ.
SAYIN ADALET BAKANIMIZ, sizlerinde Evladı var, canınızı acıtmıyorsa İĞNEYİ KENDİNİZE, ÇUVALDIZI BAŞKASINA SAPLAYIN.Saygılarımla.
EMNİYET HABER GAZETESİ / BAŞYAZARI
1.SINIF EMEKLİ İL EMNİYET MÜDÜRÜ
EKREM NALCI